• 01-Ticari-Yapılar
  • 02. Turizm ve Rekreasyon Yapıları
  • 03. Eğitim Yapıları
  • 04. Kültür Yapıları
Bir Tüketim Biçimi Olarak Mekan

Bir Tüketim Biçimi Olarak Mekan

TSMD Mimarlık Merkezi, Ankara
10 Ekim 2013

VitrA ve Türk Serbest Mimarlar Derneği’nin (TSMD) hayata geçirdiği VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi kapsamında düzenlenen panellerin ikincisi Ankara’da gerçekleşecek. 10 Ekim 2013 tarihinde Mimarlığın Turizmi: Bir Tüketim Biçimi olarak Mekan başlıklı bir panel düzenlenecek. Ankara’daki TSMD Mimarlık Merkezi’nde yapılacak panele; romancı, hikayeci ve gezi yazarı Buket Uzuner, Argos Turizm’in Kurucu Ortağı Gökşin Ilıcalı ve ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekan Danışmanı Prof. Dr. C. Abdi Güzer katılacak. Saat 19:00’da başlayacak panelde, mimarlığın turizmle ilişkisi tartışılacak.

İkinci yılında “Turizm ve Rekreasyon Yapıları” temasıyla devam eden VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi kapsamında düzenlenecek panelde; tüketim alışkanlıklarına yansıyan kültürel dönüşümün içinde mimarlığın turizmle ilişkisi ele alınacak. Yapı ve kentsel çevrelerin birer turizm nesnesi olarak değerlerinin tartışmaya açılacağı panelde; kent ve mimarlığın da birer turizm nesnesine dönüşmesiyle, “turizm yapısı” kavramının sınırlarının genişlemesi ve belirsizleşmesi üzerine konuşulacak.

Değişen Tatil Anlayışının Mekansal Yansımaları

Değişen Tatil Anlayışının Mekansal Yansımaları

Turizmde Alternatif Mimarlık Arayışları
İstanbul Modern
5 Nisan 2013

"Geleceğin turizm mekanları otantik, özgün ve samimi olacak"

VitrA ve Türk Serbest Mimarlar Derneği’nin (TSMD) hayata geçirdiğiVitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi kapsamında İstanbul Modern’de düzenlenen panelde; romancı, hikayeci ve gezi yazarı Buket Uzuner, Mimar Gökhan Avcıoğlu ve Öger Tur Yönetim Kurulu Başkanı Vural Öger, yıllar içinde değişen tatil anlayışının turizm mekanlarını nasıl dönüştürdüğü sorusuna yanıt aradı. Değişen Tatil Anlayışının Mekansal Yansımaları: Turizmde Alternatif Mimarlık Arayışlarıbaşlığıyla ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. C. Abdi Güzer’in moderatörlüğünde düzenlenen panelde; otantik, özgün ve samimi karakterdeki turizm mekanlarının gelecekte daha çok tercih edileceği görüşü ağırlık kazandı. Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin (TUYED) işbirliğiyle düzenlenen panelin ardından, 72 ülkeden 312 sanatçının eserleriyle başvurduğu Uluslararası Turizm Karikatürleri Yarışması’nın ödül töreni gerçekleştirildi.

Betonlaşma ve “her şey dahil” sistemi büyük tehdit…

Panelde sektör adına çarpıcı tespitlerde bulunan Vural Öger, son 30 yılda yaşanan plansız yapılaşma ve betonlaşma yüzünden Türkiye’nin artık yabancı turiste cazibe ve farklılık unsuru sunmakta güçlük çektiğini savundu. Turizmin yıllar boyunca sadece döviz getiren bir sektör olarak görüldüğünü ifade eden Öger, “Turizmde otantik mimari çok önemlidir. Maalesef rant hesapları ve plansız yapılaşma neticesinde Ege-Akdeniz sahil şeridi beton bloklardan oluşan bir bölge haline geldi. Akdeniz Çanağı’nın en güzel otellerine sahibiz ama ülkemize gelen turistleri ‘her şey dahil’ sistemiyle otelde hapsediyoruz. Kendi kültürümüzü anlatacak mekanları yaratamıyoruz. Netice olarak, gelen turist Türk misafirperverliğini yaşayamadan, Türk kültürüyle tanışamadan ülkesine dönüyor. Otantik bir turizm mimarisine ihtiyacımız var.” dedi.

Mekandan bağımsız turizm mimarisine doğru…

Çok sayıda ödüllü turizm yapısında imzası bulunan Mimar Gökhan Avcıoğlu, Öger’in tespitleri doğrultusunda, Türkiye’nin turizmde rekabetçi avantajlarının "misafirperverlik" ve “samimiyet” kavramları olduğuna dikkat çekti. Yeni tüketici taleplerinin mekandan bağımsız geliştiğini ifade eden Avcıoğlu, “Genç kuşak daha spontan hareket ediyor. Gelişen ulaşım imkanları da buna imkan sağlıyor. Turizm mimarisi yapay mekanlar yaratmak yerine, mekanın özündeki unsurları öne çıkarmalı. Geçmişin hatalarından ders alarak kültürel değerlere yeni bir bakış açısı getirebilirsek, özgün ve samimi mekanlar tasarlayabiliriz.” diye konuştu.

Mimariye kadın dokunuşu…

Romanlarında, yarattığı karakterler kadar mimari yapıları ve mekanları da ustalıkla işleyen gezi yazarı Buket Uzuner, Bernard Shaw’un “Sürekli tatil cehennemin kendisidir.” sözünü hatırlatarak, tatili “kısa süreli özgürlük ve çalınmış zaman” olarak tanımladı. Dünyadaki bütün eski şehirlerin erkekler tarafından ve erkeklerin ihtiyaçları doğrultusunda kurulmuş olduğuna dikkat çeken Uzuner, günümüzde kadın mimarların sayısının artmasına ve kadın tüketicilerin satın alma kararında belirleyici hale gelmesine paralel olarak, turizm mimarisinin de değiştiğini savundu. Uzuner, “Kadın mimarların varlığı tatil kavramına önemli bir dokunuş getirdi. Turizm; demokrasi, kadın, insan hakları ve çevre sorunlarından bağımsız olarak düşünülemez.”dedi.

Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED) Başkanı Kerem Köfteoğlu’nun kaleminden…

Turizm, yenilikçi tasarımlarla sınıf atlıyor

Bir turizm yazarı olarak, 20 yılı aşkın sürede, sektörle ilgili çeşitli haberlere imza attım. Başkanlığını yaptığım TUYED’in (Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği) ‘Sektörle Buluşmalar’ adıyla sürdürdüğü paneller dizisinde de birçok konuyu uzmanlarıyla masaya yatırıp tartıştık…

Son olarak geçen yıl Antalya’da gerçekleştirilen Resort Kongresi’nde dağıtılmak üzere hazırlanan “Turizmin Geleceği, Geleceğin Turizmi” başlıklı özel sayıda aralarında benim de olduğum bir ekiple turizmin geleceğini çeşitli açılardan araştırıp haberleştirdik.

Söz konusu çalışmayı bitirdikten sonra, ekip arkadaşlarımla birlikte “Hangi konuyu eksik bıraktık?” sorusuna yanıt bulmak için aramızda bir değerlendirme yaptık. Yaptığımız değerlendirme sonunda, elde olmayan nedenlerden dolayı ‘Turizm ve Mimarlık’ konusunu eksik bıraktığımızı fark ettik.

Bu eksikliği nasıl telafi edeceğimiz konusunda kafa yormaya başladığımızda, elime VitrA’nın Türk Serbest Mimarlar Derneği (TSMD) ile ortaklaşa hazırladığı ‘VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi’nin “Turizm ve Rekreasyon Yapıları” başlıklı ikinci kitabı geçti. Okumaya başladım. Yazılar içinde geçen bazı saptama, tanım ve benzetmeler, deyim yerindeyse beni kitabın içine çekti. Öncelikle, kitabın ortaya çıkmasında fikir, yazı veya editoryal katkı sunarak emeği geçenleri kutlamak istiyorum.

Dikkatimi çeken saptama, tanım ve benzetmelere gelince... Bunların sadece birkaç tanesini yazmakla yetineceğim. Yazarlar, Türkçe’ye ‘yeniden yaratım’ olarak çevirebileceğimiz “recreation” sözü için şu önermeyi yapıyor: Recreaiton’a Türkçe’de anlam itibarıyla en çok yakışan sözcük tatil. Oteller, iş dışında kalan zamanın tüketim pratiğine ev sahipliği yapan mekânlardır. Yeni oteller, sığınak, ev, sahne, tiyatro arasında sınırların eridiği noktada evden uzakta ev, kentin içinde kent, gerçek yaşamda tiyatro yaratmaya özenmektir. Bu tesis, yüzde yüz birbirine inanmış işveren, tasarımcı, işletmeci uyumunun başarısıdır. Ve diğerleri…

Daha sonra, böylesine önemli görüşlerin mutlaka bir panelde ele alınması gereğinden hareketle, konuyu VitrA ile birlikte değerlendirdik ve 5 Nisan’da İstanbul Modern’in Konferans Salonu’nda, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Celal Abdi Güzer'in moderatörlüğünde, turizmci Vural Öger, edebiyatçı Buket Uzuner ile mimar Gökhan Avcıoğlu’nun konuşmacı olduğu “Değişen Tatil Anlayışının Mekânsal Yansımaları: Turizmde Alternatif Mimarlık Arayışları” başlıklı paneli gerçekleştirdik.

Prof. Dr. Güzer, açış konuşmasında son yıllarda turizmin giderek artan oranda mimarlık üzerinden etkin olmaya çalıştığını söyledi. Bu tezini İspanya'nın Bilbao kentinde bulunan Guggenheim Müzesi ile temellendiren Güzer, binlerce kişinin müzeyi görmek için Bilbao'ya gittiğini hatırlattı.

Vural Öger, Türkiye'nin sahilleri ve kentleri betonlaştıran bir anlayışla çok büyük hatalar yaptığını ve yapmaya devam ettiğini söyledi. Öger, “Türk insanına yüksek yapıları modern olarak sunuyorlar. Rant düşüncesiyle Antalya'yı mahvediyoruz. Turizmde otantik bina çok önemli. İnsanlar 100 sene önceki binalarda kalmak ve kahve içmek istiyorlar. Türkiye turizm açısından tehlikeli noktaya gidiyor” diye uyardı.

Mimar Gökhan Avcıoğlu da insanların artık otantik olanın peşinde olduğunu hatırlatıp, “Turizm sadece belirli bir kitleye endekslenemez. Özellikle genç Avrupalılar ani kararlarla gidecekleri yerleri seçip, otantik ürünler arıyor. Biz misafirperver bir ülkeyiz. Samimiyet çok önemli. Siz iç kültürünüzde neleri yaşıyorsanız insanlar da bunu görmek istiyor” dedi.

Konuya kadın ve edebiyatçı gözüyle bakan Buket Uzuner ise kadın mimarların sayısında yaşanan artışla birlikte tatil kavramında mekânsal anlamda farklılıklar yaşanacağına dikkat çekip, “Bugün aramızda kadın mimarların olması, işletmeciler arasına da kadınların girmesi, tatil kavramına da mekânsal olarak önemli dokunuşlar getirir. Unutmayın ki, tatil mekânını seçenler kadınlardır. O yüzden tüketicilerin kadın olması nedeniyle mimarlığa daha dişi bir bakış geleceğini umuyorum” diye ekledi.

Kendi adıma, ‘VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi’nin ikinci kitabından olduğu gibi, söz konusu panelden çok şey öğrendiğimi söylemek istiyorum. Bu yüzden gerek VitrA gerekse de TSMD’nin bundan sonraki çalışmalarında işbirliği içinde olmaktan mutluluk duyacağız.

Kerem Köfteoğlu / TUYED Başkanı